Etimolojik-Epistemolojik-İdeolojik Açıdan
TÜRK-TÜRKLER-TÜRKÇÜLÜK-4-
MAKRO BAKIŞLA KAŞGARLI HARİTASINDA DÜNYA -4B-
Divan-ı Lugatit Türk üzerine konuşmak?
Kaşgarlı Haritası üzere fikir yürütmek?
Ne bir kişinin altından kalkabileceği bir ağırlık, nede bir makaleye sığacak, sığdırılacak içerik. Benim gücümün yeteceği tek şey mankurtlaştırılmışlıktan uyanmak adına zihinleri çimciklemek, beyinleri modullamak ve kök kültürden unutulmamış birkaç antikite bulup mankurt uyansın diye gösterebilmek. Yani ata değerleri adına ata değerlendirme normları ile kök kültürden beslenerek modern ile düelloya çağırmak. Modernizmin tılsımları ile uyuşturulup öz benliğini kaybetmiş, mazisini unutmuş, kendisini mankurtlaştıranların teranelerini tekrar dışında hiçbir sözü kalmamışlara ninesinin ninnilerini hatırlatmak.
Usul olarak Divan-ı Lugat’it Türk Arapçadan Türkçeye tercüme yapma yetkinliğine sahip bir arap dili uzmanının divanı tercümesi ile Divan’ın anlaşılması imkansızdır. Bir heyet olarak Divan ele alınmalı incelenmeli müteala edilmeli ve akran değerlendirmesi yöntemi ile nihayi anlam verilerek kitap yeniden birkaç yaşayan dilde yazılmalıdır. Heyet içerisinde Doğu (Uygurca, Çince, Malayca, Hintçe, Urduca, Farsça, Ermenice, Gürcüce) dilleri uzmanları ve Arapça Sarf ve Nahiv mütehassısları yanında Coğrafyacı, Tarihçi, Kelamcı, Felsefeci özellikle diyalektik uzmanı isimlerin yer alacağı bir heyet tarafından Divan yeniden okunmalı.
Kaşgarlı Haritasındaki sosyolojik ve beşeri bilgiler 1000-1100 arası yaşayan halklar ve onların yaşadıkları bölgeler küresel ölçekte haritalandırılarak Kaşgarlı Haritasında sayılan yerler ve halklar o günkü lokasyonlar ile eşleştirilerek bu günkü haritalara uyarlanmalı.
Kıt imkanlar, az bilgi, sınırlı zaman kısıtları altında Kaşgarlı Haritası ile ilgili bu yazıları yazmadaki yetersizliğimi okuyucuları uyarı adına vurgulayarak bu farkındalıkla okunacak bu yazılarda amaçladığım sadece kafaları karıştırıp, ezberletilmişleri tekrar eden akademyamızın nakaratlarını bozup, sil baştan yeniden, bize özgün, bizden sudur edecek bir bilgi örgütlenmesine müsebbip olmaktır. Net ifade ile bilgi vermek değil amacım kafa karıştırmak. Beyin konforunu bozmak. Ve bir arayışı harekete geçirmek. Öyle bir arayışki hakikate ulaştığında beklide benim iddialarımı bile çöpe atacak bir arayış.
Bildiğim tek şey; bilmediğim.
Emin olduğum tek doğru ise modernizmin dediği ne varsa hepsinin yanlış olduğu.
Bu çapla mezkur amaca matuf olarak Kaşgarlı Haritasını makro ölçekte ele almak isterim. Haritanın çevresinde Eşşark- Elcenub- Elgarb ve Eşşimal şeklinde dairesel olarak yönler belirlenir.
Kaşgarlı haritasının çevresinde yönlerin yazıldığı alanların ayrışım noktalarında dört ibare ilginçtir. Bunları Kaşgarlı’nın haritada kullandığı renkleri ifade adına düştüğü dip not gibi algılanmıştır. Bu doğru değildir. Öncelikle harita da sadece dört renk yok ve yeşil renk ile gösterilen bir yerde yoktur. Bu ifadeler makro bakışla ele alınmalıdır. Dünya çevresini saracak şekilde Doğu-Batı-Kuzey-Güney yönleri yazılmış bu yönlerin kesişim noktalarına ise bu ibareler haritada renklerin neyi ifade ettiğini belirten dip not değil yerleşim alanları dışındaki okyanuslar ile ilgili adlandırmadır.
Orijinal Şekliyle Kaşgarlı Haritası dış çevrede yer alan ifadeler şöyledir.
Güneydoğuda: Güneybatıda:
Kuzeybatıda:
Kuzeydoğuda:
Doğu ile-Güneyin kesiştiği alanda El Xusr-ul Bihar/Bicar ifadesini haritadaki renklerle ilgili dipnot kabulü gibi düşünmek doğru değildir. Bu bölge için 10.yy’da Rumlar “uqiyānus-i mashriqī “ doğu okyanusu, Persler “daryā-yi sabz “ yeşil deniz ve Araplarda Perslerden esinlenerek “baḥral-axḍar” demiştir. Kaşgarlı Haritasında bu dört ifade haritadaki renklerle ilgili bilgi değil dünya çevresi ile ilgili bilgidir.
Bu haritada yer alan ibare (الخصر البحار) El Xusr-ul Bihar olup Sığ Denizler anlamında olmakla beraber Yeşil Denizler algısı ile o günkü kabulleri çağrıştırarak doğu okyanusun ismini yansıtmakla beraber orijinal metinde EL HASR (الخص) ifadesi gayet net okunmaktadır. Yeşil anlamındaki EL HAZR diye yazılmamıştır. “Sad harfi” üzerinde bir nokta varmış deforme olmuş bakışı denizler yeşil gösterilmiştir algısı ile zorlama bir yorumdur.
Orijinal metindeki EL BİHAR (البحار) kelimesi EL BİCAR (البجار) şeklinde okunabilir. El Xusr-ul Bicar (الخصرالبجار) yada El Xusr-ul Bihar (الخصر البحار) şeklinde okunması mümkündür. Xusr (خصر) kelimesi Kısıt demektir. Bihar (البحار); Denizler, Bicar (البجار) kelimesi ise Afet, Tufan anlamında bir kelimedir. Burada El Xesr-ul Bicar tsunami gibi büyük dev dalgaların kısıtlandığı alanlara dikkat çekerek Dalga Kıran yada Tufan Kısıtlayan bölgeler anlamında anlaşılabilir. Zira engel, set, kısıt anlamıyla Türkçede kullandığımız bel kelimesi ile kullanırsa deniz beli yada tsunami engeli denebilir. Kısıtlı, Kısa (muhtasar) anlamıyla Sığ Sakin Denizler olarak ta okunabilir. Pasifik Okyanusuna denk gelen bu alan aslında Pasifik Okyanusunu isimlendirenlere de bu okyanusun dinginliğinin esin kaynağı olduğu düşünülürse Kaşgarlı Haritasında bu ifadeden Pasifik okyanusunun dingin halinden haberdar olunduğu çıkarımı da yapılabilir. Harita dışında bulunan bu ifadenin haritada yer alan karşı kısmında Arz-ı Yecüc ve Mecüc diye gösterdiği bir alan var. O yerlerin sınırlarının çizildiği Çin Seddi diye yorumlanan “Seddi Zulkarneyn” dediği hat ise Japonya’nın kuzeydoğusunda Alaska’dan başlayıp Bering boğazından Filipinlerin güney doğusuna kadar uzanan ve Pasifik okyanusu ile Hint Okyanusu’nun sınırlarını ayrıştıran alan sığ deniz ve Samoa, Kırıbati, Marşal, ve Marina adacıklarının olduğu esasen denize serpilmiş dağların görünümündeki coğrafi yapının bulunduğu ve uzak projeksiyondan bakıldığında adeta Zülkarney kelimesinin anlamı olan “iki boynuzlu” ibaresi ile de örtüşen bir dalga kıran görevi üstlenen Kaşgarlı’nın haritada lokasyonunu verdiği Zulkarneyn Seddi (سد ذو القرنين) bu bölgedir. Bu seddin ötesi ise El Husr-ul Bihar’dır. Sığ Denizler. Pasifik okyanusu.