Bugun...


Yüksel YENİ

facebook-paylas
ASİMİLASYONUN NASILI
Tarih: 11-06-2023 18:41:00 Güncelleme: 11-06-2023 18:41:00


MEDENİYET KAZILARI

Modernleşmeye paralel olarak tüm dünya da bütün insanlık alafranga kültür normlarına benzeştirilerek asimile olmuş, çeşitlilik ortadan kalkmış tüm dünya tektiplileştirilmiştir.

Kara derili kızıl derili sarı derili her renkten her etnisiteden her coğrafyadaki bütün insanlar tüm yaşam ayrıntısı ile modernitenin kök kültürü olan alafranga normlara göre batılılara benzeştirilmiştir.

Giyim tarzından mimarisine, damak tadından folkloruna, menüsünden dekorasyonuna, üretim tarzından istihdam statülerine, eğitim kurumlarından sağlık hizmetlerinin sunumuna, medeni hukukundan ceza usulüne hâsılı tüm dünyada herkes alafranga görüş, alafranga bakış, alafranga düşünüş alafranga yaşayışa zorlandı.

Alafranga kök kültürden beslenmeyen tüm toplumsal değerler aşağılandı. Üstenci bir dil ile küçümsendi. Yok sayıldı. Hiçleştirildi. Modernleşmeye paralel olarak eş zamanlı bir asimilasyon süreci işletildi. Bütün dünyada çeşitlilik yok oldu tektiplileşme teşvik edildi.

Her yöreye, her coğrafyaya, her kültüre, her floraya özgü olan cemadat, nebat hayvanat modern aklın doğru dedikleri neyse ona evirildi. Değiştirildi.  Çünkü İnsan değişti. İnsanlık değişti. İnsanilik değişti. Hava değişti. Kara değişti. Su değişti, iklim değişti. Bitki çeşitliliği, hayvan dağılımı, toprağın mineral yapısı değişti. Nehirlerin debisi, denizler kokusu, rüzgârın hızı, havanın ısısı değişti. Karada, denizde ve havada biz ıslah ediyoruz diyenlerce ifsat oluşturuldu. Zira ıslahat adına öne sürülen modern hurafeler ile öze, özele, özgüne müdahale edildi. Bozuşma, yozlaşma, tahrif ile her şey her yer herkes tahrip edildi.

Öyle ki; İnsanların yakın coğrafyasında bulunan taş ya da ağaçtan alıp iklimine, sosyal ilişki şekline aile anlayışına özgü inşa ettiği farklı tarz ve dekorasyonu havi ve çocuğunu evlendirdiğinde müştemilatına bir gelin odası ilavesiyle gelişmeye genişlemeye müsait hane şeklindeki mimari değişti.  Yuva değişti. Mahalle değişti. Şehir değişti. Yurt değişti. Dönüştü.

Tüm dünyada bütün yerleşim alanlarında batının köle barınağı olarak inşa ettiği ve bir “apart” a bir çiftin tıkıştırıldığı, aile genişlediğinde binası genişleyemeyen ebter konut apartman bloklar tarzı mimari türü ile tüm dünya betondan barınaklar ile doldu. Bir binaya bir köy dolduruldu. Musluk bozulsa tamirden aciz olan, karşı apartta bile kimin yaşadığını bilmeyen, kimsenin kimseyi tanımadığı, kalabalıklar içinde yalnızlaşan, resmi daire de gündüz mesaisine gece mesaisi için sivil dairsine tıkıştırılan ofis kadınları-daire erkleri ile aile tahrif oldu yuvalar tahrip edildi. Binalarımız tektiplileşti, aile yapımız asimile edildi.

Ailelerin ihtiyaçlarını helalinden hallettikleri mahallerden oluşan mahalle banal banliyöye dönüştü, yokoşlara varoş oldu. İç mimarimiz değişti. Eşyalarımız değişti. Eşya edinme kültü, eşyayı üretme şekli, eşyayı kullanma anlayışı değişti. Üretim faktörlerini örgütleme şekli değişti. İstihdamı örgütleme şekli değişti. İmalathanemiz değişti. Tamirhanemiz değişti. Ticaret hanemiz değişti. Ders alıp dersini vermeyi öğrendiğimiz mekânlar olan medreselerimiz boş zaman geçirme anlamına gelen alafranga kök kültürden beslenen school şeklindeki okullara evirildi. Bilgiyi örgütleme epistemolojimiz değişti. Doğrularımız değişti. Doğruyu saptama normlarımız değişti. Medeniyet değerlerinin yaşamsallaştığı yerleşim alanı dinli mekan Medineler kaos kusan metropole evirildi. Şehirler kentleşerek kimlik değiştirdi. Mekânsal planlamamız tahrip edildi. Mimarimiz alafrangalaştı meskenlerimiz, mekânlarımız asimile edildi.

Sarığımız şapkaya, külahlımız fötre, cübbemiz Pardösüye, Gömleğimiz bluza, şalvarımız pantolona, tumanımız külota kavaflarımız kunduracılara dönüştü. İç dış kıyafetlerimiz değişti giyim tarımızla dedemize ninemize değil tipik bir Fransız’a benzedik. Alafranga giyim tarzı adına alaturka kıyafet çeşitliliğimizi reddettik. Çarşafa tu-kaka bikiniye cici, ihrama, yazmaya çuval dedik pelerine marka değer yükledik. Giyim tarzımızla asimile olduk.

Cılbıra, kelecoş, hasıta, borani yerdik, xingel haşlar, erişte kavururduk şimdi spagetti takılıyor hamburger aşırıyoruz. Menümüz değişti. Damak tadımızla asimile edildik.

                Bar oynar, horon teper, halay çekerdik. Şimdi senfoni orkestrası eşliğinde opera ve bale yapıyoruz. Dans ediyoruz. Folklorumuz, müziğimiz, enstrümanlarımızla asimile edildik.

Alafrangalaştık.

                İçimizden devşirdikleri Jöntürk zibidisi 50 ailesiz ile Türk, Türk, Türk diye diye bütün bir Anadolu’yu Alaturka yaşam şeklinden koparıp alafranga külte benzettiler. Mezopotamya bu tempoya ayak uydurup aynı hızla Fransızlaşamadı diye yine bu coğrafyadan devşirdikleri ve ata yurduna, ata değerlerine düşman edesiye mankurtlaştırdıkları geç dönem ulus devletçi 100 ailesizden müteşekkil Jönkürt züppeleri ile Jöntürk zibidilerinin yarı kalan işlerini tamamlıyorlar.

Kürt diye diye kök kültüründen koparılıp alafrangalaştırılan ninesinin gözünde işgalcinin tetikçisi görülen tipolojiler ile bizi tüm değerlerimizle asimile ediyorlar. Edegidiyorlar.

                Biz BİZ’imizi kaybettik. Kaybolan bize ulaşmamızın tek yolu bir arkeolog hassasiyeti ile kök kültürümüzün derinliklerine inip sosyal kazılar yapmalıyız. Kadim müesseselerimizi özgün haliyle modernize etmeden ortaya çıkarıp 50 yıllık bir projeksiyonla, insanı (insaniliği- insanlığı) kurumlara kurban eden modern dünyaya sunmalıyız.

Zira İslam İnsandır. İnsanilikte İslam’dır.

 



Bu yazı 2272 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI