Ben Kimin Kurbanıyım?
Yeni Nesil Üzerine Düşünceler ve Toplumsal Değişimin Ayak Sesleri
Her Kuşak Diğerinden Şikâyetçi
"Biz böyle değildik!", "Bu neslin sonu nereye varacak?" gibi sözler, yaşça büyük kuşakların sıkça dile getirdiği yakınmalar arasında yer alıyor. Ancak bu tür serzenişler, insanlık tarihi boyunca her kuşağın bir öncekinden farklı olması nedeniyle kaçınılmaz hale gelmiş durumda. Zira her kuşak, kendi çağının ekonomik, kültürel, teknolojik ve sosyal şartlarında şekillenir.
Son yıllarda Y Kuşağı, Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı gibi jenerasyon tanımlamaları, gençlik tartışmalarına akademik bir boyut da kazandırdı. Peki, gerçekten bu gençlik "kendi kurbanı" mı, yoksa biz mi onları anlayamıyoruz? Ya da daha önemlisi, bu hale neden ve nasıl geldik?
Dijitalleşen Dünyada Genç Olmak
Y Kuşağı (1981–1996), Z Kuşağı (1996–2010) ve Alfa Kuşağı (2010 sonrası), teknolojinin içinde doğmuş ya da büyümüş dijital nesiller olarak anılıyor. Sosyal medya, mobil uygulamalar, anlık mesajlaşmalar ve hızlı bilgi akışı, bu gençlerin vazgeçilmezleri. Ancak bu dijitalleşme, beraberinde bazı tehlikeleri de getiriyor:
Bu durumun arkasındaki temel etkenlerden bazıları şunlar:
Tüm bu etkenler, genç nesillerin yalnızca bireysel yaşamlarını değil, toplumsal dengeyi de etkileyecek bir değişim sürecine sürüklüyor.
Toplumun ve Ailenin Üzerindeki Yük Artıyor
Aile yapılarında yaşanan değişimler - boşanma oranlarının artışı, tek ebeveynli ailelerin yaygınlaşması - gençlerin duygusal gelişiminde derin etkiler meydana getiriyor. Bu çocuklar çoğu zaman güven arayışı içinde, sosyal medyada ya da yanlış çevrelerde tatmin yolları arayabiliyor.
Eğitimde yaşanan dijital dönüşüm ise gençleri hayata ne kadar hazırlıyor, tartışmalı. Teknolojiye entegre eğitim sistemlerinin, gençleri daha üretken bireyler yapması beklenirken, çoğu zaman ekran bağımlılığı ve dikkat dağınıklığı gibi yeni sorunlar doğurabiliyor.
Bunun yanında, ekonomik krizler ve işsizlik, sadece aileleri değil, doğrudan gençleri de etkiliyor. Geleceğe umutla bakmakta zorlanan yeni kuşak, istikrarsız bir dünyada kaygı ve stresle baş etmeye çalışıyor.
Peki Kurban Kim, Fail Kim?
Bu noktada asıl soruyu sormak gerekiyor: Ben kimin kurbanıyım?
Yeni nesil, kendi tercihlerinin mi, yoksa yetişkinlerin ve sistemin dayattığı bir yaşam tarzının mı kurbanı? Belki de bu sorunun tek bir cevabı yok. Çünkü içinde bulunduğumuz çağda sorunlar çok boyutlu ve birbirini tetikleyen dinamiklere sahip.
Ancak şu bir gerçek ki; teknoloji, bireyselleşme, toplumsal normların değişimi, aile yapılarındaki dönüşüm ve ekonomik baskılar gibi faktörler, sadece gençleri değil, toplumun tüm kesimlerini etkiliyor.
Bu nedenle gençleri anlamaya çalışmak, onların karşılaştığı zorlukları küçümsememek ve çözüm arayışlarını ciddiye almak, toplumun geleceğini şekillendirmede atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.
Eğer bu gençlik “bozulduysa”, onları yetiştiren, onlara bu dünyayı bırakan bizlerin de bu tabloda payı büyüktür. Yeni nesli suçlamak kolay, ama onları anlamaya çalışmak erdemdir.
Nursi ÜNALAN