Bugun...


Nursi ÜNALAN

facebook-paylas
Ben Kimin Kurbanıyım?
Tarih: 08-09-2025 22:01:00 Güncelleme: 08-09-2025 22:08:00


Ben Kimin Kurbanıyım?

Yeni Nesil Üzerine Düşünceler ve Toplumsal Değişimin Ayak Sesleri
 

Her Kuşak Diğerinden Şikâyetçi

"Biz böyle değildik!", "Bu neslin sonu nereye varacak?" gibi sözler, yaşça büyük kuşakların sıkça dile getirdiği yakınmalar arasında yer alıyor. Ancak bu tür serzenişler, insanlık tarihi boyunca her kuşağın bir öncekinden farklı olması nedeniyle kaçınılmaz hale gelmiş durumda. Zira her kuşak, kendi çağının ekonomik, kültürel, teknolojik ve sosyal şartlarında şekillenir.

Son yıllarda Y Kuşağı, Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı gibi jenerasyon tanımlamaları, gençlik tartışmalarına akademik bir boyut da kazandırdı. Peki, gerçekten bu gençlik "kendi kurbanı" mı, yoksa biz mi onları anlayamıyoruz? Ya da daha önemlisi, bu hale neden ve nasıl geldik?

Dijitalleşen Dünyada Genç Olmak

Y Kuşağı (1981–1996), Z Kuşağı (1996–2010) ve Alfa Kuşağı (2010 sonrası), teknolojinin içinde doğmuş ya da büyümüş dijital nesiller olarak anılıyor. Sosyal medya, mobil uygulamalar, anlık mesajlaşmalar ve hızlı bilgi akışı, bu gençlerin vazgeçilmezleri. Ancak bu dijitalleşme, beraberinde bazı tehlikeleri de getiriyor:

  • Dijital Bağımlılık: Sosyal medya kullanımının artışı, gençlerde fiziksel aktivite eksikliği, uyku bozuklukları ve sosyal izolasyona neden oluyor.
  • Sosyal Onay Arayışı: Beğeni ve takipçi sayısına endeksli bir özsaygı gelişimi, gençlerde depresyon ve anksiyete (kaygı bozukluğu olarak bilinir. Psikolojik bir durumdur ve kişinin gelecekte olabilecek kötü durumlara karşı sürekli endişe, korku ve gerginlik hissetmesiyle karakterizedir.) vakalarını artırıyor.
  • Kimlik Bunalımı: Kültürel ve ahlâki değerlerdeki hızlı değişim, gençlerin aidiyet ve kimlik arayışını zorlaştırıyor.

Bu durumun arkasındaki temel etkenlerden bazıları şunlar:

  • Bireyselleşmenin artışı ile toplumsal bağların zayıflaması,
  • Eğitim sistemindeki değişimler ile geleneksel değerlerin sorgulanması,
  • Tüketim kültürünün yükselişi ile maddi değerlere yönelim,
  • Aile yapısındaki dönüşüm ile çocukların duygusal desteğe olan ihtiyacının artması,
  • Siyasi ve ekonomik belirsizliklerin gençlerde gelecek kaygısını derinleştirmesi.

Tüm bu etkenler, genç nesillerin yalnızca bireysel yaşamlarını değil, toplumsal dengeyi de etkileyecek bir değişim sürecine sürüklüyor.

Toplumun ve Ailenin Üzerindeki Yük Artıyor

Aile yapılarında yaşanan değişimler - boşanma oranlarının artışı, tek ebeveynli ailelerin yaygınlaşması - gençlerin duygusal gelişiminde derin etkiler meydana getiriyor. Bu çocuklar çoğu zaman güven arayışı içinde, sosyal medyada ya da yanlış çevrelerde tatmin yolları arayabiliyor.

Eğitimde yaşanan dijital dönüşüm ise gençleri hayata ne kadar hazırlıyor, tartışmalı. Teknolojiye entegre eğitim sistemlerinin, gençleri daha üretken bireyler yapması beklenirken, çoğu zaman ekran bağımlılığı ve dikkat dağınıklığı gibi yeni sorunlar doğurabiliyor.

Bunun yanında, ekonomik krizler ve işsizlik, sadece aileleri değil, doğrudan gençleri de etkiliyor. Geleceğe umutla bakmakta zorlanan yeni kuşak, istikrarsız bir dünyada kaygı ve stresle baş etmeye çalışıyor.

Peki Kurban Kim, Fail Kim?

Bu noktada asıl soruyu sormak gerekiyor: Ben kimin kurbanıyım?

Yeni nesil, kendi tercihlerinin mi, yoksa yetişkinlerin ve sistemin dayattığı bir yaşam tarzının mı kurbanı? Belki de bu sorunun tek bir cevabı yok. Çünkü içinde bulunduğumuz çağda sorunlar çok boyutlu ve birbirini tetikleyen dinamiklere sahip.

Ancak şu bir gerçek ki; teknoloji, bireyselleşme, toplumsal normların değişimi, aile yapılarındaki dönüşüm ve ekonomik baskılar gibi faktörler, sadece gençleri değil, toplumun tüm kesimlerini etkiliyor.

Bu nedenle gençleri anlamaya çalışmak, onların karşılaştığı zorlukları küçümsememek ve çözüm arayışlarını ciddiye almak, toplumun geleceğini şekillendirmede atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.

Eğer bu gençlik “bozulduysa”, onları yetiştiren, onlara bu dünyayı bırakan bizlerin de bu tabloda payı büyüktür. Yeni nesli suçlamak kolay, ama onları anlamaya çalışmak erdemdir.

Nursi ÜNALAN

nursiunalan@hotmail.com

 

 

 



Bu yazı 2261 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI