Bugun...


Nursi ÜNALAN

facebook-paylas
Kudüs ve Selahâddin Eyyûbî
Tarih: 26-05-2025 10:44:00 Güncelleme: 26-05-2025 10:44:00


Şüphesiz insanlığa gönderilen en büyük önder ve rehber Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellemdir. Her konuda Allah’ın bize örnek olarak sunduğu son peygamberdir. O (s) en büyük muallim, en büyük komutan, en ideal aile reisi, en yüksel ahlâka sahi

p ve kıyamete kadar insanların yegâne yol göstericisi olarak kalacaktır. O’nun (s) izinden gidenler de şüphesiz tarihin içinde en iyi olanlardır. “Sözlerin en güzeli Allah’ın kelâmı Kur’An-ı Kerim, yolların en hayırlısı Hz. Muhammed(s)’in yoludur.” Bu yola uyan kurtuluşa erer, bu yoldan uzaklaşanın dünya ve ahreti berbat olur.

Adını duyduğumda heyecanlandığım komutan ve devlet başkanlarının başında Selahaddin Eyyubi gelmektedir. Şüphesiz ondan önce gelen “seyfullah” lakaplı sahabe Halid bin Velidin apayrı bir yeri vardır. “Allah’ın kılıcı” sıfatını Hz. Peygamberden alan bu zat yenilgi yüzü görmemiş, Allah (cc) daima onu muzaffer kılmıştır.

Selahaddin de onun izinden gitmiş bir komutan, aynı zamanda adil  bir devlet başkanıdır.

İki sezondur TRT1 ekranlarında “Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbî” ismiyle bir dizi yayınlanmaktadır. Bu hafta final bölümüyle noktalanacaktır. Dizi le ilgili söylenecek çok şey var. Ama her şeye rağmen Selahaddin’i ve Kudüs’ü bir nebze de olsa anlatmaya çalışması takdire şayandır.

Kudüs, İslâm dünyası için sadece tarihi bir şehir değil, aynı zamanda derin bir manevi anlam taşır. Kudüs, üç kutsal mescidden biri olan Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerdir. Mescid-i Aksa, Peygamber Efendimizin Miraç mucizesinde göğe yükseldiği mekândır. Kur’ân-ı Kerim’de “Kıblemiz” olarak anılmıştır.

Kudüs, Hz. Ömer (ra) döneminde 637 yılında fethedilmiş ve Müslümanların barış ve adaletle yönettiği bir şehir olmuştur. (Dârüsselâm). Bu şehir, hem İslâm tarihi hem de kültürü açısından büyük bir öneme sahip olan Peygamberler şehri olarak da kabul edilir.Yüzlerce peygamberin yaşadığı ve medfun olduğu mukaddes bir beldedir.

Mescid-i Aksa ve çevresi Allah tarafından mübarek kılınmıştır. Müslümanların ilk kıblesidir. Müslümanlar için Kudüs, sadece bir toprak parçası değil; dinî bağlılığın, tarihî mirasın ve ümmet bilincinin sembolüdür. Yani Kudüs her zaman Müslümanlar için salt bir coğrafi mesele değil aynı zamanda İslâmî bir mesele olmuştur. Bu yüzden Kudüs’ün Haçlıların elinde olması, İslâm dünyasında “kanayan yara” olarak görülmüş, şehrin özgürlüğü için büyük mücadeleler verilmiştir. Ne yazık ki bugün de İsrail’in elinde olan Kudüs bir “barış yurdu/dârüsselâm” olmaktan çıkarılmış, Siyonist alçakların zulmü altında kalmıştır. Müslümanların bu “kanayan yarası” Kudüs tekrar İslâm hakimiyeti altına girinceye kadar kanamaya devam edecektir. Kudüs’ün İsrail işgali altında olması tüm Müslümanlar için bir utançtır.

Kanayan Yaramız Kudüs'ün Fatihi Selahaddin Eyyûbî Orta Doğu tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak, hem Müslüman hem de Hristiyan dünyasında derin izler bırakmış bir liderdir. 12. yüzyılda Haçlı Seferleri döneminde İslâm dünyasının en büyük kahramanlarından biri olarak anılan Selahaddin, özellikle Kudüs'ün Haçlılardan geri alınmasıyla tarihe geçmiştir. Ancak onun hikâyesi sadece bir askeri liderlikten ibaret değildir; adalet, hoşgörü ve stratejik zekâ onun en önemli özellikleri olmuştur.

Selahaddin Yusuf bin Eyub, 1137 yılında Tikrit'te doğmuştur. Bugünkü adıyla Irak’taki Selahaddin kenti. Köken olarak Kürt olan Selahaddin, genç yaşta zeki ve cesur bir asker olarak yükselmiş, özellikle İslâm dünyasında hızlı bir şekilde saygı kazanmıştır. İslâm tarihinde övgüyü hak eden Nureddin Zengi’nin yanında savaşan Selahaddin, daha sonra Mısır'a geçerek orada güçlenmiş ve sonunda Eyyûbî Hanedanı'nın kurucusu olmuştur.

Selahaddin’in en meşhur başarısı, 1187 yılında gerçekleşen Hittin Savaşıdır. Bu savaşta Haçlı ordusunu büyük bir yenilgiye uğratarak Kudüs'ü Haçlıların elinden alarak şehri Müslümanların yönetimine geri kazandırdı. Bu olay sadece İslâm dünyası için değil, aynı zamanda Orta Çağ Avrupa’sı için de büyük bir dönüm noktası oldu.

Selahaddin sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda adil ve hoşgörülü bir yöneticiydi. Kudüs’ü fethettikten sonra şehri yıkmak ya da halkına zarar vermek yerine, şehrin sakinlerine karşı insani davranışlarda bulunmuş ve Hristiyanlara saygı göstermiştir. Bu davranışları onu sadece Müslümanlar arasında değil, düşmanları arasında bile saygı gören bir lider yapmıştır. Halbuki 1099’da Haçlılar Kudüs’ü işgal ettiklerinde Şehirde bulunan Müslüman, Yahudi ve bazı Hristiyan nüfusun büyük bölümünü katletmişler,  binlerce insanı, sadece inançları nedeniyle acımasızca öldürmüşlerdi. Camiler, evler ve halka ait yerler yağmalanmış, korkunç zulümler işlenmişti.

Selahaddin’in hayatı ve başarıları, yüzyıllar boyunca hem Doğu hem Batı edebiyatında ve tarihi vesikalarda sıkça yer almıştır. Onun ismi, “kanayan yara” olarak anılan Kudüs'ün özgürlüğü için verilen mücadelede bir sembol haline gelmiştir. Selahaddin, bugün de birçok İslâm ülkesi ve Arap dünyasında bir kahraman olarak anılmaktadır.

Allah rahmet eylesin. Ne mutlu Allah yolunda ömür tüketenlere.

Birkaç yıl önce vefat eden Kurtalan’lı köylümüz Alim Seydâ Şeyh Hasip Eren ile her buluşma ve konuşmamızda ümmetin dertlerini dillendirirken söz Selahaddin’e gelirdi.Her defasında da hep şunu söylerdi: “Ümmet yeni gelecek Selahaddin’i bekliyor."

İnşallah yakındır. Biz oturup Kudüs’ü yeniden fethedecek Selahaddin’i oturup beklemeyeceğiz. Her Müslüman bir Selahaddin gibi Kudüs sevdasıyla mücadele ve mücahede etmekle sorumludur ve bu imanî bir meseledir. İsrail’in layık olduğu tarihi çöplüğüne gitmesine az kaldı. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Rabbim bize o günleri görmeyi nasip etsin.

Nursi ÜNALAN

nursiunalan@hotmail.com

 



Bu yazı 31497 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI