Bugun...


Nursi ÜNALAN

facebook-paylas
Mizah
Tarih: 02-12-2025 20:06:00 Güncelleme: 02-12-2025 20:06:00


Mizah ve Tebessüm

            Günümüz insanı öylesine gerekli/gereksiz binbir meşgalenin içinde savruluyor ki hayatında mizaha yer kalmayacak kadar meşgul görünüyor.

Mizah, insanoğlunun en doğal savunma mekanizmalarından biridir. Hayatın zorluklarını, aksiliklerini, hatta trajedilerini bile bir tebessümle yumuşatma sanatıdır. Kimi zaman bir fıkrada, kimi zaman bir karikatürde, kimi zaman da bir sözün içindeki zekâ oyununda karşımıza çıkar.

Mizah, kaba bir kahkaha değil, ölçülü bir zekâ işidir.
Gerçek mizah, başkasını küçültmeden güldürebilmektir. Çünkü incelik, imanın bir tezahürüdür; kalbi yormadan, ruha dokunmaktır.

Kibirle yapılan espri, neşeden değil nefisten doğar.
Ama merhametle yapılan şaka, bir kalbi yumuşatır.

Peygamberimiz (s.a.v.), ashabıyla şakalaşır ama daima doğruyu söylerdi; çünkü İslam’da mizah, hakikatten sapmadan gülmektir.

Gülmek, sadece sevinç değil; bazen şükürdür. Kimi zaman bir tebessüm “Elhamdülillah”ın başka bir sesidir. Zorluklar arasında bile tebessüm edebilmek, “Rabbim, hâlimden razıyım.” demektir.

 

Aslında mizah, olaylara farklı bir pencereden bakabilme yeteneğidir. Basit bir güldürme çabası değil; düşündürürken gülümseten, gülümsetirken sorgulatan bir bakış açısıdır.

İnsanoğlu ağlamak kadar gülmeye de muhtaçtır. Stres, kaygı, yoğun tempo, geçim derdi, gelecek korkusu… Tüm bu yüklerin arasında mizah, ruhun nefes alma alanıdır.

Hayatın kimi zaman fazlasıyla ciddi olduğu inkâr edilemez.
Zamanın yükü omuzlarımıza çöker, düşünceler ağırlaşır, kalp yorulur.
Ama insan, bütün bu ağırlığın içinde bir gülümseme bulabildiği sürece hâlâ güçlüdür.
İşte o gülümseme, insanın kendi karanlığına karşı yaktığı küçük bir ışıktır.
Ve o ışığın adı mizahtır.

Mizah, aklın kalbe ettiği bir zarif şakadır.

Dünyayı ciddiye alırken, onu fazla ciddiye almamayı hatırlatır.

Çünkü bazen, bir tebessüm bile bir vaazdan daha çok şey anlatır.

Mizah, aslında bir direniştir. Kırılmadan direnmek, ağlamadan anlatmak, yıkılmadan anlamaktır.

Zekâ, mizahla tebessüm eder. Çünkü gülmek, aklın özgürlük işaretidir.

Bir espri, bazen bir kitap kadar öğretici olabilir.

Bir içen gülümseme, bazen bir gözyaşından daha derin bir duâdır.

Mizah; kalp kırmadan söylenen bir hakikatin, gülümseyen yüzüdür.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur: “Kardeşine tebessüm etmen sadakadır.” (Tirmizî, Birr, 36)

Ne kadar sade, ama ne kadar derin bir cümle…
Demek ki tebessüm, sadece yüzün değil; kalbin bir infakıdır.
Bir gülümseme, para vermez ama huzur verir; maldan eksiltmez ama sevgiyi çoğaltır.

Mizah, işte bu tebessümün genişletilmiş hâlidir. Bir mümin, gülümsemesiyle de örnek olur; çünkü tebessüm, imanın nezâket dilidir.

Bir toplumun mizahı, onun düşünme biçimini gösterir.
Nasreddin Hoca’nın “Ye kürküm ye”sinde, Anadolu’nun hem zekâsı hem adalete özlemi vardır. Çünkü gerçek mizah, düşünmeyi öğretir.

Toplum olarak neye güldüğümüz, aslında neye ağladığımızı da gösterir.

Mizah, sadece eğlence değil; bir bilinç aynasıdır.

Ve o aynada yüzümüzü görebilmek için biraz cesaret, biraz da zarafet gerekir.

Gülmek, insanın fıtratına yazılmış bir rahmettir.

Bir tebessüm, bir gönül kapısını açabilir; bir nükte, yorgun bir kalbi onarabilir.
Mizah; öfkeyi eriten, sevgiyi çoğaltan bir zarafettir.

O hâlde, hayatın ciddiyetine inat biraz gülümseyelim. Kırmadan güldürelim, alay etmeden düşündürelim, çünkü müminin gülüşü huzur verir.

Tebessüm Rabbine: “Evet, dünya zor ama ben yine de memnunum.” demenin en sade biçimidir.

Ve unutmayalım: Biraz tebessüm bırakmak gerek ardımızda.
Çünkü gülümsemek; hem bir zarafet, hem bir direniş, hem de bir şükürdür.

Tebessüm sadakadır, mizah inceliktir.
Tebessüm; hem bir sanat, hem bir şükür, hem de bir duâdır.

                                                                                                                                                                    Nursi ÜNALAN

                                                                                                       nursiunalan@hotmail.com

 



Bu yazı 1988 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI