Bugun...


Nursi ÜNALAN

facebook-paylas
Ben Hürüm
Tarih: 21-10-2025 17:24:00 Güncelleme: 22-10-2025 17:08:00


Ben Hürüm

İnsan, evrenin hem en küçük zerresi hem de en büyük emanetçisidir. Topraktan yaratıldı, toprağa dönecek; fakat yolculuğu bundan ibaret değildir. Her bir unsurda, kendi aslının işaretini taşır. Suyun berraklığında kendi ruhunu görür, ateşin kıvılcımında içindeki arzuyu, rüzgârın serinliğinde özgürlüğü, yıldızların ışığında ebediyetin izini… Kâinatın her köşesinde insana ait bir yankı vardır; çünkü insan, Hak’tan bir nefes taşır. Bu nedenle ruhlar ölmez, ebediyen var olmaya devam edecek. Yani bizler sonsuza kadar yaşayacağız. Tabii ki bedenler çürüyecek ama ruhlar sonsuza dek var olacaklar.

Bugün insanlar beton duvarların, tel örgülerin, pasaportların ve mühürlerin arasında yaşamaya alıştı. Oysa hakikatte dünya bir bütündür; sınırlar kâğıt üzerinde, zincirler insan zihnindedir. Kuş kanadına kim vize sorabilir, rüzgârı kim hudutta durdurabilir? Eğer rüzgâr özgürse, kuş özgürse, ben niçin kendi ruhuma zincir vurayım?

Malım mülküm yok belki… Ama bir avuç toprakta açan menekşe bana yeter. Dağ yamacında kaval çalan çobanın ezgisi, tekkede kandil yakan dervişin duâsı, köy odasında söylenen bir halk türküsü… Ruhumu okşayan güzel bir ilâhi… İşte bütün zenginliğim budur. Çünkü insan, paylaştığı kadar insandır. Kalp bölündükçe çoğalır; sevdikçe, verdikçe genişler.

Bugünün insanı yüksek binaların gölgesinde huzur arıyor, parlak sofraların başında mutluluğu kovalıyor. Oysa hakikat çok daha basittir. Bir yağmur damlasının cama vuruşunda, bir çiçeğin kokusunda, bir çocuğun gülüşünde saklıdır huzur. Annemin tandırda pişirdiği ekmek, yanına içilen bir yudum ayran; bütün dünyadaki ziyafetlerden daha değerlidir. Çünkü sadelikte rahmet gizlidir, bereket oradadır. Bedenin doyumluğu ruhun açlığını gidermez. Kalp teskin olsun ki ruh huzur bulsun. Ruhun gerçek huzuru ise şüphesiz kayıtsız, şartsız Yaradanı tanıyıp sadece O’na boyun eğmek. Yani tüm kölelik zincirlerinden sıyrılıp yalnız ve yalnız Allah’ı anmaktadır huzur ve özgürlük.

Ben hürüm. Ne mekâna bağlıyım, ne zamana… Ruhum gövdeye sığmaz; yıldızların arasına yürür, denizlerin dalgasına karışır, ormanın gölgesinde secdeye kapanır. Serçenin cıvıltısında zikri, çocuğun kahkahasında rahmeti, yaprağın hışırtısında selâmı duyarım. Bedenimi zincire vursalar ne olur? Dört duvarın ardına kapatsalar bile hayallerim kanatlanır, rüyalarım beni uçsuz bucaksız diyarlara taşır. Özgürlük, kalbin derinliklerinde saklıdır.

Ama bilirim; ben hem en güçlü hem de en zayıf halkayım. İyilikle yaşarsam zincirim Hakk’a bağlanır, kötülüğe düşersem kopar. Bu yüzden adaletle yürümek zorundayım. Çünkü zalimden kimseye fayda gelmez; mazlumun duâsı ise göğü deler, Arş’a yükselir. İnsan, eline güç geçtiğinde imtihan edilir; paylaşırsa kurtulur, bencil kalırsa kaybolur. Zulüm ve güç putuna güvenip böbürlenenler, ne sanıyorlar… Nereye kadar… Bu dünya hangi zalime kalmış ki…

Sonuçta insan olmak; sevmek, paylaşmak, hür olmaktır. Bir ekmeği ikiye bölmek, bir yarayı sarmak, bir yetimin başını okşamak… Ve bilmek ki bu fani dünyada kalıcı kazanç, ne malda ne mülktedir. Asıl kazanç, gönüllerde iz bırakabilmektir. Çünkü unutulmaz olan, insanın geride bıraktığı iz değil, gönüllerde açtığı yaradır; unutulmaz olan, bıraktığı sevgi ve duâdır.

Yazımızı “Bizim Yunus’un şu dörtlüğü ile bitirelim.

Yunus Emre der hoca,

Gerekse var bin hacca,

Hepisinden iyice,

Bir gönüle girmektir.

Duâlarımız sizinle… Sizin de duâlarınız olsun.

                                                                  Nursi ÜNALAN

                                                                                                       nursiunalan@hotmail.com

 

 



Bu yazı 3332 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI