Bugun...


Nursi ÜNALAN

facebook-paylas
Müzebzeb: İki Arada Bir Derede
Tarih: 29-09-2025 23:41:00 Güncelleme: 29-09-2025 23:41:00


Müzebzeb: İki Arada Bir Derede

İnsan, yaratılış itibariyle karar vermek ve seçmekle imtihan edilir. Her tercih, önünde yeni bir yol açar; her karar, gönle bir istikamet kazandırır. Ancak kimi zaman insan, tercihin ağırlığından korkar; bir o yana bakar, bir bu yana… Ne hakikate bütünüyle yaklaşabilir, ne de ondan uzaklaşmaya cesaret edebilir. İşte bu hâlin adı, İslâmî literatürde “müzebzeb” tir.

Arapça kökenli bu kelime, kök anlamıyla “sallanmak, gidip gelmek, karar kılamamak” demektir. Kur’an-ı Kerim’de (Nisâ Sûresi, 143. ayet) münafıkların hâlini anlatırken şu şekilde geçer:

“Müzebzebîne beyne zâlike, lâ ilâ hâulâi ve lâ ilâ hâulâ…”
“Onlar iki taraf arasında bocalayıp dururlar; ne onlara (müminlere) ne de bunlara (kâfirlere) bağlanırlar.”

Bu ayet, münafıkların ikircikli, samimiyetsiz ve kararsız hâllerini tasvir eder. Ancak “müzebzeb” sadece münafıklara özgü bir vasıf değildir; kalbi istikametten sapmaya meyilli olan her insan için bir tehlikedir.

Müzebzeb bir insan, ruhunu sabit bir limana demirleyemez. Bir gün gönlü imanla coşar, ertesi gün dünya menfaatlerinin cazibesine kapılır. Dostluğa söz verir, fakat çıkarın rüzgârı estiğinde sadakati unutur. Hakikati dillendirir, ama nefsin arzuları karşısında susar.

Bu hâl bir anlık tereddüt değildir. Müzebzeblik, kararsızlığın alışkanlığa dönüşmesi, gönlün kalıcı bir sallantıya kapılmasıdır. İnsanın benliği bu hâle alıştığında, kimliğini de kaybeder. Artık ne hakikatin safında yer alabilir ne de bütünüyle karşı safta. Hep arada, hep sallantıda…

Oysa insanın en büyük sermayesi, karar verme kudretidir. Bir yola gönülden bağlanan, orada bereket bulur. Hak yolunda istikamet üzere olan, fırtınada bile yolunu kaybetmez.

Hz. Ömer (r.a.), İslâm’a girmeden önce de kararlı bir insandı. Kararlılığı onu önce yanlış bir yolda azimli kılmış, sonra hakikati bulunca aynı azimle Hakk’a yöneltmişti. O yüzden sahabiler onun İslâm’a girişini “İslâm’ın izzeti” olarak nitelendirmiştir. Kararlılığın izzeti, müzebzebliğin zilletine en büyük cevaptır.

Müzebzebliğin en belirgin örneğini Medine’de yaşayan münafıkların başı Abdullah b. Übey b. Selûl’ün hayatında görürüz. Müslümanların yanında “biz sizdeniz” der, Yahudilerle veya müşriklerle bir araya geldiğinde “biz aslında sizinle beraberiz” diye konuşurdu. Onun bu ikiyüzlülüğü, tam anlamıyla “müzebzeblik”tir: iki taraf arasında bocalamak, hiçbirine samimiyetle bağlanamamak.

Kur’an’ın ifadesiyle:

“Onların kalplerinde bir hastalık vardır, Allah da o hastalıklarını artırmıştır.” (Bakara:2/10)

Müzebzeb ruh, işte böyle bir hastalıktır: şifasını bulmadıkça derinleşen, insanı hem dünyada hem ahirette zelil kılan bir maraz.

Bugünün insanı da çoğu zaman benzer bir imtihanla karşı karşıya. Değerlerine sımsıkı sarıldığını söyleyen, fakat küçük bir menfaat karşısında onlardan vazgeçenler… Sadakati öven, ama iş çıkarına geldiğinde dostlarını yarı yolda bırakanlar… İdeallerden bahseden, fakat küçük bir korku veya kaygı ile tüm ideallerini unutanlar…

Modern çağda seçenekler çoğaldıkça, yönsüzlük de artıyor. İnsanlar çokluğu arasında kayboluyor, kararlılık ise gittikçe zorlaşıyor. İşte bu sebeple müzebzeblik, sadece tarihin değil, bugünün de en büyük tehlikelerinden biri.

Müzebzebliğe karşı en güzel sığınak Peygamber Efendimiz’in (sav) en çok yaptığı duâlardan biri olan şu duâdır

“Allâhumme yâ mukallibe’l-kulûb, sebbit kalbî alâ dînik.”
“Ey kalpleri çevirip eviren Allah’ım! Kalbimi dininde sabit kıl.”

Bu duâ, aslında müzebzebliğe karşı bir sığınaktır. Çünkü insan kendi gücüyle her zaman sabit kalamayabilir. Kalbi sebat ettiren, gönlü istikamette tutan yalnızca Allah’tır. Her şeyde Allah’tan yardım istediğimiz gibi “müzebzeblik” hastalığından kurtulmak için de her şeye gücü yeten alemlerin Rabbi Allah’tan yardım istemek, O’na (cc) sığınmaktır.

Sonuç olarak Müzebzeblik, insanı hem dünyada hem ahirette yoran bir ruh hâlidir. Ne huzuru verir, ne de gerçek anlamda tatmin sağlar. Oysa köksüz bir ağacın rüzgârda savrulduğu gibi, müzebzeb gönüller de hayatın fırtınasında sürüklenir.

Belki de insan için en büyük ders şudur:
“İki arada sallanmak yerine, bir hakikate tutunmak.” Çünkü kararın izzeti, kararsızlığın zilletinden kat kat yücedir.

Nursi ÜNALAN

nursiunalan@hotmail.com

 



Bu yazı 2201 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
nöbetçi eczaneler
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
YUKARI