İbrahim Halil ER

Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Partisi Kendi logoları ile seçime girmedikleri için gerçek potansiyelleri hakkında bir bilgi elde edemeyeceğiz.

Yine de az bir oyla çok vekil çıkarabilmeleri onlar için bir başarı olarak görülmelidir. Fakat bundan sonraki siyasetleri Erdoğan karşıtı üzerine değil gerçek eleştiri ve projelerle olmalıdır.

Ayrıca, CHP ile yaptıkları bu evlilik ne kadar sürecek? Bağımsız politikalar oluşturabilecekler mi? Sağ seçmen, CHP ile işbirliği yapan partileri kolay kolay af etmez. Gerçi Deva Partisi Başkanı Babacan’ın anayasa değişikliği konusunda Ak Parti ile birlikte çalışabileceğini söylemesi diğer ittifaka göz kırpma olarak algılanabilir.

Her ne kadar bağımsız girmemiş olsalar da kısaca onları da değerlendirebiliriz.

1. Deva Partisi ve Babacan ilk kurulduğunda bir kitle partisi, merkez sağı toparlayacak bir parti projesi olarak kuruldu. Arka planda Abdullah GÜL’ün olduğu söylenen bu hareket maalesef gerekli çıkışı yapamadığı gibi, Abdullah GÜL’ün de pek gözükmediği ıssız bir parti oldu. Örneğin Cumhurbaşkanı arayışında bu parti Gül’ü bir türlü aday olarak gösteremedi. Halbuki Gül’ün aday olması durumunda seçimi kazanma olasılığı daha yüksek olacaktı. Parti’nin başkanı Babacan’ın ekonomik kökenli olması partinin ciddi ekonomik eleştirilere ve ekonomi konusunda ciddi projeye sahip olması beklenirken bu konuda kalıplaşmış cümlelerden başka bir şey işitilmedi. Millet İttifakı’nın ekonomi konusu bu partiye havale edildiği anlaşılmaktadır.
2. Ahmet DAVUTOĞLU’nun kurmuş olduğu Gelecek partisi de kurulduğunda bir heyecan oluşturmuştu. Davutoğlu’nun geçmişinin parlak olması ve Ak Parti seçmeni üzerindeki olumlu izi partinin daha büyük bir kitleyi Ak Parti’den koparacak varsayılmıştı. Ama beklenen olmadı. 6 Masa’nın belki de en deneyimli ve devlet tecrübesine sahip olan kişisiydi… Özellikle dışpolitika konusundaki başarısı ve tecrübesi ışık olabilirdi. Her ne kadar Suriye sorununun faturası kendisine çıkartılsa bile sonuçta o bir yol kazası sayılabilirdi. Parti’nin bundan sonra ne yapacağı merakla beklenmektedir. Siyasetimizde kalıcı mı olacak yoksa hoş bir seda mı olacak yaptıklarıyla göreceğiz…
3. Demokrat Partisi sağ kesimin gitmesek de görmesek o bizim köyümüz dedikleri bir partidir. Bu parti şimdiye kadar kimseye uğur getirmese de liderleri bu parti sayesinde daha büyük partilere transfer olarak başarılı bir ivme yakalamıştır. Bu parti sanki lider çıkarma okuludur. Herkesin bildiği ve hatta bir yürek burukluğu ile baktığı parti olmasına rağmen oy alamamaktadır. Çünkü geçmişin acı anılarını barındırmaktadır. Lütfen artık bu mevtayı mezarında rahat bırakalım ve canlandırmaya çalışmayalım. Ama dediğim gibi siyasi ikbal peşinde koşanların mutlaka yolunun geçtiği bir parti olmuştur. Şu anki lideri Gültekin UYSAL ‘da onlardan birisi olmaya adaydır. Parti, her ne kadar eski ve köklü olsa da kurumsal alt yapısı oluşmamış amatör bir parti görünümündedir. Geçmişin acı sesi olarak çok görmek istemiyoruz…